Latince adı ‘Rosa Canina’ olan Kuşburnu, gülgiller familyasındandır. Anavatanı Batı Asya ve Anadolu’dur. Ülkemizde Akdeniz, Marmara, Ege bölgelerinde doğal koşullarda yetişir. Bazı yörelerde Yabangülü, Şillan, Deligül, Gülburnu, Gülelması isimleriyle de bilinir. Çok sayıda türü bulunur. Güzel kokulu çiçeklerinin rengi türüne ve yetişme şartlarına göre beyaz, pembe, kırmızı ve sarı olabilir. Dikine büyüyen çokyıllık çalı görünümlü bir bitkidir.
Parlak kırmızı renkte, minik yumurtamsı görünümüyle meyveleri dikkat çekicidir.Bu meyvelerin tadı mayhoş, ekşimsidir. Hemen her türlü kek, tatlı ve pastalarda değişik aromasıyla zengin tatlar için kullanılabilir. Kuşburnu meyvelerinden reçel, marmelat ve hoşaf da yapılır.
Kuşburnu, çiçeklerinin kendine has güzellikte kokusuyla Ortaçağ’da parfüm üretiminde de kullanılmıştır.Bitki 1800’lü yıllarda Çin’den Avrupa’ya getirilmiştir. Ortaçağda iyi şansın, güçlülüğün simgesi olarak anılır. Tütsüsünün yakılmasının kötü talihi uzaklaştırdığına inanılmıştır. Bahar şenliklerinde evlerin kuşburnu çiçekleriyle süslenmesi bir ritüel halini almıştır.
Kuşburnu bitkisinden; kuşburnu çayı, kuşburnu yağı, kuşburnu ispirtosu, kuşburnu kolonyası, kuşburnu tentürü, kuşburnu ekstresi, kuşburnu ekstraktı, kuşburnu kremi, kuşburnu sabunu ve şampuanı üretilir.
Tedavi amaçlı kullanımında mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.
[1]Fitoterapi_Prof.Dr.Bayhan Çubukçu, Prof.Dr.Ali H. Meriçli,, Prof. Dr. Afife Mat, Prof. Dr. Günay Sarıyar, Prof. Dr. Nurhayat Sütlüpınar, Prof. Dr. Filiz Meriçli_(s133)